"sabır" kelimesi ile ilgili sonuçlar;
#129
Sürekli şikâyet ve memnuniyetsizlik, şükürden ve sabırdan yoksun gafil kimselerin en belirgin halidir.
#391
İleri de öyle bir zaman gelecek ki,
Kıtâl ve zulümsüz hükümdarlık etmeye yol bulunmayacak.
Çılgınlık ve cimrilik etmeden zengin olmak mümkün olmayacak.
Kişilerin arzularına uymadıkça da insanlarla sohbet etmek mümkün olmayacak.
Bu zamana kim yetişir ve sabır ve metânet gösterir kendini korursa, Allah-ü Teâlâ o kimseye elli sıddık sevabı verir.
Hz. Ali r.a.
#413
Sabır, şikâyeti terk edip, Allah’ın takdirine razı olmaktır.
#436
Sabredilen şey bakımından sabır üç çeşittir.
#436
Sabredilen şey bakımından sabır üç çeşittir.
#437
Sehl Tüsteri Hazretleri’nin söylediğine göre, sabır iki çeşittir. Biri günaha karşı sabırdır ki bunu yapabilen kişi mücahittir. Diğeri de ibadet etmeye karşı sabırdır ki, bunu yapabilen de abid yani ibadet edendir. Hem günah işlememeye, hem de ibadete sabreden kimseye Cenab-ı Allah, kazasına rıza yeteneği verir. Rızanın işareti, kalbinden gelen kötülük ve iyilikleri itidal ve sükûnetle karşılamasıdır.
#437
Sehl Tüsteri Hazretleri’nin söylediğine göre, sabır iki çeşittir. Biri günaha karşı sabırdır ki bunu yapabilen kişi mücahittir. Diğeri de ibadet etmeye karşı sabırdır ki, bunu yapabilen de abid yani ibadet edendir. Hem günah işlememeye, hem de ibadete sabreden kimseye Cenab-ı Allah, kazasına rıza yeteneği verir. Rızanın işareti, kalbinden gelen kötülük ve iyilikleri itidal ve sükûnetle karşılamasıdır.
#448
Her şeyin bir eceli var!
“Ev eşyanızdan biri kırıldığı zaman öfkelenmeyiniz. Çünkü sizin gibi onların da bir eceli vardır.”
#852
Muhammed Bekrî buyurdu ki: “Ey kalbim! Eğer benim kalbim isen, benlikten uzaklaş. Ey kalbim! Eğer kalbim isen, Allah-ü Teâlâ’nın kazâ ve kaderinden râzı ol, gizlide ve açıkta Allahü teâlâyı murâkabe et. Ey kalbim! Eğer benim kalbim isen, Allah-ü Teâlâ’dan başkasına meyletme. Rabbimin hükmüne sabret. Sonunda hayır bulursun. Allah-ü Teâlâ’ya karşı sâdık ve samîmî ol. Kuşlar gibi, bilmediğin yerden rızka kavuşursun.
#905
Makamların en yükseği, ölünceye kadar fakirliğe sabretmektir.
#1118
Dünya ve ahirette iyilik, sabır ile ele geçer.
#1177
Bayezid-i Bistami talebesi Ebû Mûsâ'ya şöyle nasîhatta bulundu: "Sana yaşadığın sürece tamâmen Allah-ü Teâlâ’ya yönelmeni, yüzünü hiçbir vakit O'ndan çevirmemeni tavsiye ederim. Şüphe yok ki O'na kavuşacak ve O'nun yüce huzurunda duracaksınız. Ve sen bütün işlediklerinden sorumlu tutulacaksın. Sakın gâfil olma. Gaflet uykusundan bir an önce kendini kurtar. Hiç kimseyi O'na tercih etme. Sana gelen belâlara sabret. Allah-ü Teâlâ’nın hükmüne ve kazâsına rızâ göster. Allah-ü Teâlâ’nın verdiğine kanâat et. Allah-ü Teâlâ’ya güven, vâdettiklerinin mutlaka yerine geleceğine inan. Hiç ölmeyecek ve hep diri olan Rabbine tevekkül eyle. Her işinde O'nun inayetini iste. O'nun emirlerine riâyet et. Hayatta olduğun müddetçe bu dediklerimi yapmaya çalış. Halkı bırakıp, Hakk'a yönel. İşini O'na ısmarla!.."
#1184
Ana-babasını üzen, onlara isyan etmiş olur. Musibet zamanında dizini döven, sevabından mahrum olur. Allah-ü Teâlâ sabrı, musibet miktarınca indirir.
#1282
Bir gün Hz. Davud (a.s) oğlu Hz. Süleyman (a.s)’a şu nasihatte bulunur:
Ey oğul! Bir insanın takva sahibi olması şu üç şey ile belli olur:
Allah-ü Teâlâ’nın takdir ettiği bela ve sıkıntı karşısında, Ona tam ve güzel bir şekilde tevekkül etmesi,
O’nun kendisine ihsan ettiği şeylere gönülden razı olması,
O’nun mübtela kıldığı belalara karşı ise güzel bir sabra sahip olmasıdır.
#1506
Dünyada çilelere sabreylemek ahirette büyük ganimettir.
#1510
Sabır acı ise de meyvesi tatlı olur.
#1581
Uzun emelli, hırs ve tamah sahibi kanaatkâr olamaz.
Sabır olmadan ise kemale ulaşılamaz.
#1683
Konya’da yetişen evliyalardan Cemal Ali Dede Hazretlerine,
“Huzura ermenin yolu nedir?" diye sordular.
Sabırdır, buyurdu.
Ve şöyle izah etti.
“Huzur”u bir odanın içinde kilitli farzedin. İşte o odanın anahtarı “Sabır”dır. Sabrederseniz, kapı açılır ve huzura kavuşursunuz.
#1696
Kula bir bela ve musibet geldiğinde sabretmezse Allah-ü Teâlâ’yı insanlara şikâyete başlar. Allah kula nasıl şikâyet edilir ki?
#1718
Mülkün gerçek sahibi Allah Teâlâ’dır. Kaza ve kader O’nun kudret elindedir. Fani olan insan ise sadece bir emanetidir. Fakirlik bir kusur olmadığı gibi, zenginlik de bir fazilet değildir. Fakir kimse sabır ve tevekkülle imtihan olunur. Zengin kimse ise, Allah’ın vermekle yükümlü kıldığı malları vermek, dünyaya karşı hırslı olmamakla vazifelidir. Eğer bu vazifesini yerine getirirse, Allah’ın ebedi ihsanına mahzar olur.
#1733
Sıkıntı ve çile her ne kadar çok acı ise de sabredilince nimet olur.
#1894
Ey aziz! Bilinmelidir ki Allah dostları şöyle demişlerdir: Kulun kalbine musallat olan ve onu Allah’a ibadetten alıkoyan hastalıkları ondan uzaklaştırmak, mutlaka yapılması gereken pek mühim bir iştir. Ta ki kalp, onlar sebebiyle Mukallib’inden (kalpleri evirip çeviren Allah tealâ) uzaklaşmasın ve O’na dost olmanın manevî neşesiyle dolup mesrûr olsun.
Bahsedilen hastalıklar dört çeşittir:
Birincisi; rızık konusudur ve onu elde etmek için gösterilen aşırı endişeler ve gayretlerdir. Hâlbuki bunun tedavisi tam tevekküldür.
İkincisi; hatıra gelen şeyler ve korkulardır ve bunları elde etme etme isteğiyle hukuka aykırı girişimlerdir. Bunun tedavisi, ancak işleri Allah’a ısmarlamaktır (tefviz.)
Üçüncüsü; başa gelen şiddet ve musibetlerdir. Bunun ilacı ancak sabırla hâsıl olur.
Dördüncüsü; kaza ve kaderdir ve bunların çeşitli şekillerde tezahüründen başa gelen kederlerdir. Bunun tedavisi olanlara rızâ göstermekledir.
Rızık hususunda tevekkül edip korku ve endişe zamanlarında işi Allah’a ısmarlayan ve zorluklara sabredip kazaya razı olan kulun kalbi sâfî olup huzûr ve sükûna erer. Ârif ve kâmil olup her murâdını alır.
Bu dört hastalığın tedavisi ve ilacı şu dört asıldır ki; bunlar tevekkül, tefviz, sabır ve rızâdır.
#1918
Sabır, insanın derûnundaki kıymetli bir hazinedir. Belâ ve musîbetler karşısında en sağlam kalkandır. Allah-ü Teâlâ’nın râzı olduğu ve büyük mükâfatlar va’dettiği ulvî bir haslettir.
#1933
Edep, edepsizin edepsizliğine sabır ve tahammül etmektir.
#2006
Güzel ahlak; Cömertlik, bağışlayıcılık, sabır ve tahammüldür.
Güzel ahlak; Güler yüz, tatlı söz, iyilik yapmak ve kötülük etmemektir.
Hasan-ı Basri Hz.leri