Þuan: 5. KISIM 88. Söz
Sultân-ül-Ârifîn Bayezid-i Bistami'yi bir gece uyku bastırıp, sabah namazına uyanamadı. Namazını kazâ edip o kadar aÄŸlayıp inledi ki, bir ses iÅŸitti. "Ey Bâyezîd, bu günahını affeyledim. Bu piÅŸmanlık ve aÄŸlamana da, ayrıca yetmiÅŸ bin namaz sevabı ihsan eyledim." diyordu. Aradan birkaç ay geçtikten sonra onu, yine uyku bastırdı. Åžeytan gelip, Bâyezîd'i Bistâmî'nin mübârek ayağından tutarak uyandırdı ve; "Kalk namazın geçmek üzeredir." dedi. Bayezid-i Bistami, Åžeytan'a; "Ey mel'ûn! Sen hiç böyle yapmazdın. Herkesin namazının geçmesini, kazâya kalmasını isterdin. Åžimdi nasıl oldu da beni uyandırdın?" buyurunca, Åžeytan ÅŸu cevabı verdi: "Birkaç ay önce sabah namazını kaçırdığında, piÅŸmanlığın ve üzüntün sebebiyle çok aÄŸlayıp inlediÄŸin için ayrıca yetmiÅŸ bin namaz sevabı almıştın. Bu gün, onu düÅŸünerek, sadece vaktin namazının sevabına kavuÅŸasın da, yetmiÅŸ bin namaz sevabına kavuÅŸmayasın diye seni uyandırdım." dedi.