Þuan: 5. KISIM 108. Söz
Bayezid-i Bistami'ye bir gün bir kimse gelip; "Efendim! Ben otuz senedir, gündüzleri oruç tutup, geceleri namaz kılıyorum. Ama, kendimde hiç bir ilerleme göremiyorum. Hâlbuki itikadım da düzgündür." dedi. Sultân-ül-Ârifîn; "Sen bu hâlde üç yüz sene daha devâm etsen bir ÅŸeye kavuÅŸamazsın. Çünkü nefs engelin var." buyurdu. O kimse; "Efendim! Bunun bir çaresi yok mu?" diye sordu. Bayezid-i Bistami: "Var ama sen kabul etmezsin." buyurdu. O kimse ısrar edip; "Aman efendim, lütfen bildiriniz ve beni talebeliÄŸe kabul ediniz. Ne emrederseniz yaparım." dedi. Sultân-ül-Ârifîn buyurdu ki:
"Öyle ise ÅŸimdi evine git. Bu kıymetli elbiseleri çıkarıp, adî ve eski bir elbise giy. Boynuna bir torba asıp içine ceviz doldur. Seni en iyi tanıyanların bulundukları sokaÄŸa git. Çocukları başına topla, (Bana bir tokat vurana bir ceviz, iki tokat vurana iki ceviz veriyorum) de." O kimse bunları duyunca; "Sübhânallah, Lâ ilâhe illallah. Ben bunları yapamayacağım. Bana baÅŸka bir ÅŸey emretseniz." dedi. Bayezid-i Bistami; "Senin ilâcın ancak budur ve biz de baÅŸtan; "Sen bunları kabul etmezsin!" diye söylemiÅŸtik. Yolumuzun esası nefsi terbiye etmektir." buyurdu.