Þuan: 4. KISIM 72. Söz
Hz. Behlül bir gün devrin halîfesi Hârûn ReÅŸîd ile karşılaÅŸtı.
Halîfe;
"Seni gördüÄŸüme çok sevindim. Çünkü uzun zamandır seninle konuÅŸmayı arzu ediyordum." dedi.
Hazret-i Behlül güldü ve;
"Benim böyle bir arzum yoktu." cevâbını verdi. Buna raÄŸmen Hârûn ReÅŸîd kendisinden nasîhat istedi. "Ne nasîhatı istiyorsun? Åžu sarayına bak, bir de kabirlere bak! Bunlardan ibret almayan, nasîhat almayan nelerden alır! Hâlin ne olacak, ey müminlerin emîri! Yarın Cenâb-ı Hakk'ın huzûruna çıkacaksın. Büyük küçük yaptığın her ÅŸeyden suâl olunacaksın. Bunlara nasıl cevap vereceksin iyi düÅŸün! Bu hesap zamânında aç ve susuz olacaksın, çıplak bulunacaksın. Orada bulunanlar sana bakıp gülecekler. PeriÅŸan hâlin orada meydana çıkacak, baÅŸka nasîhatı ne yapacaksın?" dedi. Adâleti ile meÅŸhûr olan Hârûn ReÅŸîd onun nasîhatlarından çok istifâde ettiÄŸini bildirdi.